Uzun zaman önce hafif.org'da yazdığım yazıyı biraz daha harmanlayıp blog'uma da koymak istedim.
Beyşehir’in kıyı köylerinin birinde yaşlı bir balıkçı varmış. Kendi yaptığı kayıkla kış demez, yaz demez gölde balığa çıkar geçimini bu yoldan sağlarmış.Yaşlı balıkçı, bir gün avcıların yaraladığı bir angut kuşuna rastlamış. Bakmış ki, kuşcağız ağır yaralı ve ölecek; onu yakalayarak yarasını sarmış ve iyileştirmiş. O günden sonra balıkçı ile angut kuşu dost olmuşlar. Öylesine dost olmuşlar ki, Balıkçı gölde avlanırken kuş gelip balıkçının omzuna konarmış.Soğuk ve fırtınalı bir kış günü Balıkçı yine ava çıkmış. Ancak dalgalar bir süre sonra öylesine azmış ki, köhne (eskimiş, aşınmış) kayığı parçalanıp batmış. Balıkçı yüzerek kendini bir adaya zor atmış. Bir süre sonra kar da yağmaya başlamış. Yaşlı Balıkçı, sığındığı Taş kovuğunda, ıslak elbiseleri ile neredeyse donacakmış.
O sırada dostu olan angut kuşunun yanındaki bir ağacın dalında tüneyerek, acılı gözlerle kendine baktığını ve cıvıldadığını görmüş. İhtiyar kuşa balıkçılardan yardım getirmesini söylemiş.
Bunun üzerine kuş, yardım getirmek üzere uçup gitmiş. Diğer balıkçılar, kıyıda bir avcı kulübesinde oturmuşlar, yaktıkları ateşte ısınıp, sohbet ediyorlarmış. Uçarak içeri giren kuş önce çırpına çırpına dolanmış ve sonra yanan ateşli bir dal parçasını gagasına alarak uçup gitmiş.
Aldığı ateşi götürüp yaşlı balıkçının önünde bırakmış. Balıkçı hemen tutuşturduğu dal parçaları ile ısınıp donmaktan kurtulmuş.
Ölümden dönen balıkçı dua etmiş. Demiş ki; “ Her kim angut kuşuna tüfek atarsa tüfeği parçalansın.”Duası kabul olası imiş. Bu yüzden avcılar, angut kuşuna tüfek atamazlar, atarlarsa tüfeklerinin parçalanmasından korkarlarmış.
Başka bir efsaneye göre; Angut, kaynanasının geçimsizliğine dayanamayıp kuş olan gelindir. =)
Herkesin (haksız bir şekilde) kullandığı bir ifadedir "Angut".Birisi bir salaklık yapınca, biri laftan anlamayınca, böle boş boş bakınca "Angut'musun" der günümüzün insanı.Angut'un aslında bir kuş olduğunu bilmemiz gerek!
Ayrıca bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir, arada bir görülen birşeyHatta bu kuş ile ilgili bir çok efsane mevcut
değildir.. Çok ürkek bir hayvan olmalarına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen Angut kuşuna elini uzatsanız dahi oradan kaçmaz.Erkek angut kuşu eşini avda ya da herhangi bir nedenle kaybederse, 7 sene boyunca bir başka dişi angutla çiftleşmezmiş. Angutların sayıları bu yüzden artmıyor.
Beyşehir’in kıyı köylerinin birinde yaşlı bir balıkçı varmış. Kendi yaptığı kayıkla kış demez, yaz demez gölde balığa çıkar geçimini bu yoldan sağlarmış.Yaşlı balıkçı, bir gün avcıların yaraladığı bir angut kuşuna rastlamış. Bakmış ki, kuşcağız ağır yaralı ve ölecek; onu yakalayarak yarasını sarmış ve iyileştirmiş. O günden sonra balıkçı ile angut kuşu dost olmuşlar. Öylesine dost olmuşlar ki, Balıkçı gölde avlanırken kuş gelip balıkçının omzuna konarmış.Soğuk ve fırtınalı bir kış günü Balıkçı yine ava çıkmış. Ancak dalgalar bir süre sonra öylesine azmış ki, köhne (eskimiş, aşınmış) kayığı parçalanıp batmış. Balıkçı yüzerek kendini bir adaya zor atmış. Bir süre sonra kar da yağmaya başlamış. Yaşlı Balıkçı, sığındığı Taş kovuğunda, ıslak elbiseleri ile neredeyse donacakmış.
O sırada dostu olan angut kuşunun yanındaki bir ağacın dalında tüneyerek, acılı gözlerle kendine baktığını ve cıvıldadığını görmüş. İhtiyar kuşa balıkçılardan yardım getirmesini söylemiş.
Bunun üzerine kuş, yardım getirmek üzere uçup gitmiş. Diğer balıkçılar, kıyıda bir avcı kulübesinde oturmuşlar, yaktıkları ateşte ısınıp, sohbet ediyorlarmış. Uçarak içeri giren kuş önce çırpına çırpına dolanmış ve sonra yanan ateşli bir dal parçasını gagasına alarak uçup gitmiş.
Aldığı ateşi götürüp yaşlı balıkçının önünde bırakmış. Balıkçı hemen tutuşturduğu dal parçaları ile ısınıp donmaktan kurtulmuş.
Ölümden dönen balıkçı dua etmiş. Demiş ki; “ Her kim angut kuşuna tüfek atarsa tüfeği parçalansın.”Duası kabul olası imiş. Bu yüzden avcılar, angut kuşuna tüfek atamazlar, atarlarsa tüfeklerinin parçalanmasından korkarlarmış.
Başka bir efsaneye göre; Angut, kaynanasının geçimsizliğine dayanamayıp kuş olan gelindir. =)
hee biliyodum ben kuş olduğunu ama bukadar vefalı bi kuş olduğunu bilmiyordum. bundan sonra birine angut demicem sizde demeyin hatta biri size derse de teşekkür ederim bilmikabele deyip geçebilirsiniz:)
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil2 defamı yollamışım..
YanıtlaSil(: orcun kuşucuku
YanıtlaSilevet bi kuş olsaydınız hangi kuş olmak isterdiniz bakalım söleyin nedenleriyle lütfen:p ben martı olmak isterdim ama balık yiyen martı öle çöple möple işim olmaz:(
YanıtlaSilvalla oyle vefalı kuş
YanıtlaSilben hangi kuş olurdum hımmmmm..
sanırsam kartal beşiktaşlıyımya ondan olabilir =P
anka kusu olmak isterdim sanırım.. yada bi akbaba..leş yemek için =P
YanıtlaSiloda olmadı tüneyen kusucuku (: berkemin kafasına yuva yapmak için :ehue
başımın üstünde yeriniz var hepiniz yuva yapınnn kafa büyük
YanıtlaSilvay kartallar yüksek uçar ama et yiyon ya vahşi. angel sende uçmuyon tünemek istiyon efenim sorarım size ne biçim kuşsunuz siz kuzum..
YanıtlaSilsen de birşeyi beyenmiyorsun benim ayaklarım yere bassın yeter vallaa =P
YanıtlaSilsimdii efenim kuslar 3e ayrılır..
YanıtlaSilottomene gibiler:sadık kuslar
yengec gbiler:vahsi kuslar
nge'l gbiler: tünemek isteyen ve tombul kusucuklar.. hahayt