Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

pes2008 (pes7) izlenimlerim

Spor oyunlarında iki tane efsane vardır EA sport'un Fıfa'sı Konami'nin Pes'i malumunuz fıfa08 yaklaşık bir ay önce çıktı tüm beklentiler pes nasıl olacak bundan sonra Fifa'mı yoksa Pes'mi diye bir merak almıştı. Şimdi bildiğiniz gibi piyasada bir Fifacılar birde Pesciler olmak üzere iki grup var. Ben açıkcası söylemek gerekirse Pescilerdenim neden derseniz Fifa tamam görsellik güzel müzikler harika tüm takımlar lisanlı ve orjinal ama oynanış kötü ben müzik dinlemek için Fifa cd'sini takmıyorum. Futbolun zevkini Pc karşısında almak için oynuyorum. Malesef EA sport bunu bir türlü oturtamadı sırf Fifa97,98 hatrına biraz olsun oynarım ama sadece o kadar maçın ikinci yarısından sonra sıkmaya başlıyor neyse konumuza geri dönersek Sonunda Pes 7'yi kurdum. Beklentilerimin üstünde oyunla karşılaştığımı hemen başında anlamıştım Pro Evolution soccer 2008 bu versiyonu ile köklü değişikliklere gitmiş adeta başka bir oyun olmuş. Hemen dikkatimizi çeken ilk şey o Japo

YouTube Halloween

Bildiğiniz gibi google özel günlerde doodle denilen özel tasarlanmış logolarını yayınlamakta. Bu furyaya Youtube 'da katılmış gibi görünüyor. 31 ekimde kutllanan çocukların köstüm giyerek kapı kapı dolaşıp şeker ve hediye aldıkları bir bayram olan Cadılar bayramı için youtube'da bir doodle hazırlamış. Bundan sonra youtube'da bu doodleları daha sık görme imkanımız olabilir. Cadılar Bayramı Halloween nasıl ortaya çıkmıştır? ...... Cadılar Bayramı, bir Pagan festivali olarak İngiltere'de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanılmaya başlanmış; 19'uncu yüzyılda bu gelenek Kuzey Amerika'ya göçenler tarafından da devam etmiştir.Batı Dünyası; 20'inci yüzyılda Cadılar Bayramı'nı bir Amerikan popüler kültürü olarak tanımıştır. Cadılar Bayramı genelde birçok Batı Dünyası ülkesinde kutlanır. Ancak popülaritesi Avustralya, Yeni Zellenda ve Filipinler gibi ülkeleri de etkilemiştir. Cadılar Bayramı'nın sembolü gülen bir balkabağıdır; bunun için de b

Cumhuriyet Bayramı (84.yıl)

Cumhuriyetimizin 84.yılını bu sene eminimki daha farklı duygular içinde kutluyoruz yaşıyoruz. Son günlerdeki gelişmeler hepimizin yüreği dağlamış olacakki insanları bugün daha bir çoşkulu görüyorum. Ulu önderimiz bir halifelikle yönetilen dört bir tarafı işgal edilirken yüce türk milleti için cumhuriyeti adeta inşa edip bizlere miras bırakmıştır. Son günlerdeki gelişmeler gerçekten herkesi duygusallaştıyor askere gidecek olmamın bunda bir etkisi varmı bilmiyorum. Haberlerde şehit düşen bir annaye bakan soruyor - Anneciğim size yeni bir alalım ne dersin ? - Oğlum ben senden sadece bir şey isteyeceğim buraya bir okul yapacaksın ! GenelKurmaya gelen mektuplardan bir tanesinde ise bir oilk okul cocuğu biriktirdiği harçlıkları mehmetçik vakfına bağışlamak istediğini yazıyor. Ve günün suprizini google yapıyor cumhuriyet bayramına özel logosu ile bayramımızı kutluyor. Daha önce hatırlarsınızbirde 23Nisan için böyle bir uy gulama yapılmıştı . devamı... 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çı

Saw 4 incelemesi

Evet vizyona girer girmez hemen sinemaya koştuk izledik şimdide değerlendirmesini yapabiliriz. Saw (testere) serisi kendine has bir konusu var ve bu konuyu tüm serilerinde kopukluk olmadan işlemeyi başarıyor. Kişilerin hayatlarını sorgulamasını bazı şeyler için fedakarlık verilmesini her seride göre biliyoruz o ana temasından uzaklaşmadan konuyu bizlere yansıtıyor zaten filimlerindeki tuzaklar ve sonlarındaki çarpıcı sahneler bunlara bir kanıt. Bu seride oldukça fazla flashback mevcut hatta flashback'in içinde Flashback bile var. Bu yüzden konusunu kavramakta güçlük çektik daha doğrusu neyi nasıl anlattığını algılamaya çalıştık durduk. Filim yaklaşık 1,45 saat bu zaman dilimi içerisinde nerde ise her sahnede kan görüyoruz dolaylı yada dolaysız olarak her sahnede kıyıda köşede bir kan lekesi yada birilerinden kan fışkırmasına şahit oluyoruz bu yüzden ki +18 sınırlaması konmuş. Eyer ben pek bilgi istemiyorum ne olursa olsun izlerim bu filmi derseniz yazının gerisini okumayın deri

Blogger'da Yorumlarınızı Email ile Takip Edin

Bir çok blog veya site takip ediyorsunuzdur muhakkak bazılarınada yorumlarınızı bırakırsınız düşüncelerinizi yazarsınız orda tartışırsınız. Tabi takipde olduğunuz site veya blog sayısı ne kadar çok olursa bıraktığınız yorumlara gelen cevaplarında takibi o kadar zor oluyor. İşte blogger bunları düşünmüş olacakki artık yorum bırakırken email adresinizle oturum açarsanız o konu ile ilgili yorumları mailinize gelmesini sağlaya biliyorsunuz. Böylece devamlı yorum gelmişmi yada cevap yazmışlarmı diye sürekli sayfayı ziyaret etmeniz gerekmiyor.

Şehitlerimize Sahip Çıkalım

www.mehmetcik.org.tr Türkiye Mehmetciğe, Mehmetçik Türk Milletine Emanettir

Yeni Teknolojik Hastaliklar

The New Scientist Adlı tıp dergisinin yaptığı bir araştırmada internetin yol açtığı hastalıklar araştırılmış. Blog ifşacılığı: Bilinmemesi ve yayılmaması herkes açısından faydalı olan bilgileri on-line yayınlama merakı Narsizmi: Kendisini tanıtmak için sürekli videolarını youtube ve benzeri sitelere yükleyerek yayınlatma Enfornografi: Bilgi açlığını internet üzerinden gidermeye çalışmak Siberhondrik: En ufak bir hastalık belirtisinde doktora gitmek yerine internetten tedavi yöntemlerini araştırmak. Photolurking: İnternette saatlerce başkalarının fotoraflarına bakmak onları oylamak Wikipedializm: Günün önemli bir bölümünü İnternet ansiklopedisi olan Wikipedia'ya katkıda bulunmaya harcamak Cheesepodding: Zamanın büyük bölümünü internetten şarı indirerek geçirmek Kişi takipçiliği: Tanıdığı yada tanımadığı kişiler hakkında internetten bilgi toplamaya çalışmak. Ego sörfü: Düzenli aralıklarla internette kendi ismini aratmak hakkında ne gibi bilgilere ulaşıldığını kontrol etmek Eğ

Resident Evil Extinction incelemesi

Hemen yazımın başında söyleyeyim serinin en iyi filmi diyebiliriz. Filimimiz Umbrella şirketinin virüsü durduramasından dolayı çöle dönüşmüş dünyada geçiyor. Virüs hızla yayılmış nerde ise herkez zombiye dönüşmüş sadece çok az sayıda insan ve umbrella şirketinin himayesindekiler yer altında virüsden kaçmayı başarmıştır. Yaşam kaynaklarının azalmaya başlaması ve yer altına hapis olmalarından dolayı Şirket bu virüsü yok edebilecek tek güç olan Kahramanımız Alice'si[ Milla Jovovich ] aramaktadır. Alice ise yanlız kovboyu oynamakta ve tek başına dünyada dolaşıp şirketten kaçmaçtadır. Gerçi daha sonra yolları sağ kalmayı başarmış bir grup insanla kesişecektir. Serinin bu filmi yine oldukça kanlı ve gerilim dolu diyebiliriz. ( yanımdaki adam durmadan sıçradı o derece) Hatta bazen bir iki dakka hep kafa patlatmalar beyine ateş edilmesi sonucu etrafa dağılan kanları izliyoruz. Özellikle Alice bu konuda çok acımasız =) Resident Evil Extinction 'nı serinin son filmi olduğunu sanıyors

ŞibuMiM

Yine bir mim pası gelmiş en yakınınızdaki kitabın 187. sayfasındaki ilk cümleyi yazıyormuşuz. Hemen masamın üstünde durduğu için kitabım hiç zorluk çekmiyorum. Kitabım Şibumi Konusu ise kısaca şöyle İnanılmaz ölçüde karışık ve özgün bir roman kahramanı Nicholai Hel. Yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş; bir Japon bilgesinden de "Go" oyunu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları da edinmiş. Üstün düzeydeki "yakın algılama " yeteneği yüzünden fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel terörist avcısı, terörcü, korkusuz mağaracı, yenilmez savaşçı ve gerçek feylosof, günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan çıkıyor; amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere.... Sayfa 187 : Sıralama duygusu kendisine ikide bir verdikleri ilaçlardan ötürü yok olmuştu.... Bakalım ÖzgünSavaş

Beden Dili

Nasıl ve ne şekilde konustuğumuz pekte önemli değil önemli olan beden dilimizin karşı tarafa neler yansıttığı "son zamanlarda iş görüsmelerinde üzerinde durduğum tek konu bu oldu" acaba vücutdilim beni nekadar yansıtyor? Unutmayalım farkında olmadan vücut dilimiz bizi ele veriyor.. İletisimin toplam etkisini yaklasık %7’si söz %38’i ses %55’i beden oluşturur.. El saklama : Birisiyle samimi olduğumuz zaman, ellerimizi görünür yere koyarız. Ve avuç içlerimiz yukarıya doğru döner. Ama yalan söylediğimiz zaman ellerimizi arkamıza veya ceplerimize saklama eğilimi gösteririz! Arkadasınızın sizden bir adım geride gitmesi, konuştuğu konudan rahatsız olduğu hakkında bir sinyal olabilir. Yutkunma : Bedenimizin yalanlarımıza bir diğer karşı koyuş biçimi ise boğazımızın işlevlerini yerine getirmesini kısıtlamak. Buda konuşmayı zorlaştırır. Yani birisi yalan söylüyorsa sözcükleri dışarı çıkarmak için sık sık yutkunur veya dudaklarını yalar. Hızlı konusma : Karşınızdaki tane tane mi konu

Kendi Kendini Tamir Eden Sandalye

Teknolojinin geldiği nokta insanı korkutmaya başlıyor. Bu altta videosunu gördüğünüz sandalye üzerindeki sensörler sayesinde kendi kendini tamir edebiliyor. Tabi bunların daha gelişmişlerini ilerde görmemiz mümkün hatta insana muhtaç olmayan makinalar görmemiz bile olası ...

Atam ne demek istersin ?

Atam ne olacak bu halimiz ? Bizi yıkılırken ayağa kaldırmış, toprakları için canını feda etmiş, birlik duygusu vatan sevgisi nedir bilen Atam ... Ülkemizin dahili ve harici dost görünen düşmanları, çıkar kavgasına düşmüş mebuslarına ne demek istersin Atam ? Bu vatan topraklarında doğup büyümüş ekmeğini yemiş ama terör batağına saplanmış insanlık dışı kişilere ne demek istersin Atam ? Topraklarını savunmak için korkusuzca göğüsünü siper eden şehitlerimize ne demek istersin Atam ? .... -Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. M.K. A. * Bu konu yoruma kapalıdır

Day Watch - Gündüz Nöbeti

Rus Sergei Lukyanenko 'nun bilim kurgu romanı olan Day Watch üçlemesinin ilk filmi olan Gece Nöbeti' ni geçen sene izleme fırsatım olmuştu. Görsel efekleri ve Konusu bakımından oldukça zengin ve bir okadarda anlaması zor bir yapısı olan filmi pür dikkat izlememe rağmen bazı yerlerde bağlantı kurmak zor olmuştu. Ardından serinin ikinci film olan Gündüz Nöbeti vizyona giriyor (12 10,2006) yine etkileyici aksiyon sahneleri ve görsel efektleri ile dikkat çekiyor fakat serinin ilk filmini izlemeyenler kesinlikle izlemesin hiç birşey anlamazsınız. Eyer izlemek istiyorsanız serinin ilk filmi olan Night Watch (Gece Nöbetini) mutlaka izleyin.

Masaüstünü Göster- Mim

Bir aralar ordan burdan şurdan mim dalgaları vurup duruyordu yazı yazamaz hale gelmiştik ki bu aralar biraz duruldu kıyılarımız. Bu fırsatdan istifade bir tanede ben başlatayım dedim ama ilginç olması lazımdı aklıma bir fikir geldi hemen yazayım dedim kendi kendime... Mim'imizin ise şöyle bilgisayarınızın o anki masaüstü ekran görüntüsünü alıp blogunuza yapıştırıyorsunuz (daha önce boyle bir mim ortaya çıktımı bilmiyorum) . Bir de yasak hareketimiz var masa üstümüzde bir temizliğe gidip ekran görüntüsünü almıyoruz doğal hali ile PrtScn tuşuna basıp görüntüyü yapıştırıyoruz =) Startı veriyorum ve Tunacan , BasakOlmez , volkanalabaz , pureabsinthe mim'liyorum.

1408 incelemesi

Sinemaya gidelim gidelim diye tutdurduk neye gidelim 1408 'e gidelim dedik nede olsa konusunda Stevhen King etiketi var. O yüzden de filimin fantastik öğeler içereceğini tahmin etmemiz zor olmadı. Filimimiz Korku romanları yazan(bunlar 10 perili köşk, en iyi hayaletli otel odası gibi) bir adamın( John Cusack) etrafında geçiyor. Kahramanımız çoğu kez hayalet ,kötü ruh var denilen otel odalarında bir gece kalıp onlara not vererek yaşamını sürdürmekte idi. Bir gün bir kart postal alır arkasında da 1408 nolu odada kalma ibaresi vardır. Biraz araştırmadan sonra o odada bir çok ölüm gerçekleştiğini keşif eder sonra oteli arayarak yer ayırtmak ister fakat otel yönetimi odanın müsait olmadığı bahane göstererek telefonu kapatır ve hikayemiz başlar . Daha sonra ufak bir yardımla odayı tutar ve yerleşir. Filimimiz bu dakkadan sonra bitene kadar bu 1408 nolu odada geçecektir. Odayı her hali ile görme fırsatımız oluyor yanarken, kar yağarken, yağmur, sel, kuraklık, odamız yazarımızı bezdir

Küçük Balık Yoksa Büyük Balık Da Yok !

Dün akşam gece yarısı haberlerinde izledim greenpeace denizlermizdeki balık stokları için alarm zillerinin çalmaya başladığını söylüyordu. Gerçekden de doru aslında dünyadaki kaynakları bırakın kendisinin alarm zilleri çalıyor. Neyse dünya dostu örgütümüz balık stoklarındaki azalmanın nedeni daha yavru iken avlanmanın büyük etkisi olduğunu görmüş(trolle ve kaçak avlanmanın da etkisi var) ve Küçük balık yoksa Büyük balık da yok! adlı kanpanyayı başlatmış. Kendileri şöyle buyuruyorlar. Denizlerimizdeki balıklar hızla tükeniyor. Akdeniz’deki stoklarımız neredeyse bitmek üzere. Greenpeace yavru balık avcılığının ve satışının durdurulması için acil çağrıda bulunuyor.Çünkü sonuç çok açık : Küçük balık yoksa, büyük balık da yok! Benimde deniz sever biri olarak hoşuma gitti. Bu kampanya için bir cetvel hazırlamışlar. Cetvelde tezgahlarda boy gösteren belli başlı balıkların boylarını gösteren çizgiler var. Tabi alışveriş yaparken şu bana verdiğin balıkların boylarını bir ölçeyim dememiz zo