Bildiğiniz Gibi Perşembe akşamı Terminatorizm.com 'un katkıları ile T erminatör Salvation ön gsterimine gittik. Büyük bir heyecanla beklediğimiz filimi önceden izleme fırsatımız oldu. Madem önceden izledik biraz kritik yapalım. Öncelikle filimin müziklerine değinmek istiyorum. Her zaman olduğu gibi büyük filimlerin müziklerini hazırlayan Danny Elfman yine iyi çıkarmış. Giriş müziği oldukça hoştu filimin albümünü indirmek isterseniz internette bulabilirsiniz. Filim hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum çünkü izleme zevkinizi körertebilir. Genel olarak değinirsek Aksiyonla başlayıp duygusal bir şekilde bitiyor diye biliriz. Tabiki büyük üstat süper robot en büyük terminatör Arnold amcamız yine karşımıza heybetli şekilde kısa süreliğinede olsa karşımıza çıkıyor. Filimin sonu kestirip atılmış gibi gelsede ucu açık bırakılmış devam filimlerinin önü kesilmemiş. Sonuç olarak yine terminatör filimi kendini izlettiriyor kaçırmayın ...

Biraz Geç bir yazı oluyor ama olsun zamansızlıktan ; Terminatör Salvation 05 Haziran 2009 günü ülkemizde gösterime girecek. Her zaman ilgi uyandıran bir çok fanı olan Terminatör serisi bu sefer daha iddalı geliyor. Hepimizin Batman Kara Şövalye filmi ile son dönemin nlü aktörü Christian Bale canladırıyor. Sinemalarda filme çok az kala bir site dikkatimizi çekiyor. Terminatörizm.com evet siteyi takip ederek ön gösterime bilet yada çeşitli hediyeler kazana bilirsiniz. Terminatör Salvation 'nın kısaca konusu ise şöyle Yıl 2018.Mahşer Günü gelip, modern uygarlığı yıkarak geçti. Bir Terminatör ordusu kıyamet sonrası dünyada kol geziyor, terk edilmiş şehirlerde ve çöllerde saklanan insanları öldürüyor ya da yakalıyor. Ama hayatta kalan insanlardan oluşan küçük grupların organize olarak kurduğu Direniş hareketi, yeraltı sığınaklarında saklanıyor ve fırsat bulduğunda kendilerinden sayıca çok üstün düşman kuvvetlerine vuruyor.Terminatörleri kontrol eden Skynet, 14 yıl önce bilinç kazanm...

Web sitesi: http://www.entertheunderworld.com/ İmbd: Under World : Rise of the lycans

Hellboy 2: Altın Ordu ( Hellboy II: The Golden Army ) Serinin ilk filminden daha sıkı olduğunu söyleyip fantastik sinema severlere hitap ettiğini baştan söyleyelim. Yönetmenliğini Pan'ın labirenti , Balde 2 gibi fantastik öğeler içeren filimlerden hatırladığımız Guillermo Del Toro yapıyor. Filmin konusu ise kısaca şöyle; Hellboy'u yetiştiren babası Profesör Trevor, yıllar önce insanlarla mistik yaratıklar arasında yaşanan eski bir savaşın anlatıldığı bir masaldan bahsetmiştir. Bu masala göre, bir cin yalnızca Elves Kralı ve onun soyundan gelenlerin kontrol edebileceği bir ordu yaratır. Altın Ordu'nun yaptığı katliamın bir daha olmaması için, Kral Balor bir karar alır. İnsanlar şehirlerinde yaratıklar da ormanlarında yaşayacaklardır. Bunu kabul etmeyen oğlu Nuada, krallığı terk edecektir. Fakat günümüzde ortaya çıktığında, Altın Ordu'yu tekrardan oluşturup insanlığı yok etmek için uğraşacaktır. Onu durdurmaksa Hellboy ve ekibinin görevidir. İlk filme nazaran da...

Mumya serisinin yeni filmi Mumya: Ejder İmparatoru'nun Mezarı ( The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor ) Bu sefer O’Connell çindeki Ejder imparatoru ile savaşıyor. Serinin ilk filmi sinema salonlarında büyük bir başarı yakalamış ve devam filmi çekilmişti. Her ikiside oldukça doyurucu ve sürükleyici idi. Fakat bu yeni filim için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu seride ikinci filimden hatırlayacağımız oğulları büyümüş ve kazı yapmaktadır. Özellikle İlk yarı oldukça sıkıcı geldi bana bir kovalamaca sahnesi var ama okadar. Nedense Batman kara şövalyeyi izledikden sonra bu Mumyadan zevk alamadım. Ejder imparatorunun mezarının bulunması ile birlikte macera başlıyor. İmparator Han'nın (jet Li) ordusu ile başa çıkmaları gerek bunun için çin seddinin yapımında toprağın altında kalan işçileri uyandırıp yardım istemekden geçiyor. Yani bu sefer fantastik yönü çok ağır basmış zaten çekimlerin nerede ise tamamında bilgisayar efekti var. Yeti lerin katkısı ile sanki birazda Narniya g...

Dünyanın Merkezine Yolculuk ( Journey To The Center Of The Earth - 3D) Dijital 3 Boyutlu Sinema teknolojisinin geldiği son nokta olan Real D teknolojisi ilen çekilmiş olan bir filim daha öncesinde Türk seyircisi ilk olarak bu teknoloji ile BEOWULF ÖLÜMSÜZ SAVAŞÇI ile tanışmıştı. Fakat şimdi ülkemizde 18 Temmuz 2008 'de gösterime girecek olan Dünyanın Merkezine Yolculuk Real D 3D tekniğini kullanarak animasyon olmayan gerçek oyuncularla çekilmiş ilk filim olma özelliğini taşıyor. Tabi bu özelliği her sinemada bulamıyoruz bunun için cinebonus sinemalarında izlemeniz gerekmekte bu açıdan cinebonus'u tebrik ediyorum. (Gerçekten kaliteli hizmet veriyorlar) REAL D sinema sistemi alternatif 3D sinema sistemlerinden farklı olarak, en üst kalitede 2D ve 3D içerik gösterebilen sadece bir adet dijital projektör kullanır. Sağ ve sol görüntüler, çok yüksek bir hızda, saniyede 144 kare olarak, sırasıyla perdeye yansıtılır. Her karede sağ ve sol göz için görüntü olarak değişirken, bu...

Wanted Tam anlamıyla bir aksiyon filimi ve başındaki +18 , şiddet ve korku öğeleri içerir uyarıları sonuna kadar hak ediyor. Filimin kadrosunda Morgan Freeman ve Angelina Jolie gibi iki önemli isim bulunmakta. Fakat esas karakterimizi James Andrew McAvoy canlandırıyor. Filimin konusu kısaca şöyle ; Babası öldürülen Wesley Gibson’a (James McAvoy), babasının intikamını alma fırsatı teklif edilir. Kötü adamları yok eden bir suikastçi olarak ünlenen babası bir suikaste kurban gitmiştir. Babasının bıraktığı yerden yola devam etmeye kararlı olan Gibson, babasının ortağı Sloan’dan (Morgan Freeman) eğitim almaya başlar. Filimin çekimleri Red One Digital kamera ile çekilmiş olup ilk defa bir sinema filimin de kullanılmış. Zaten filim içinde yavaşlatılmış çekimler fazlalıkta. Oyunculuklara gelirsek Morgan Freeman yine tepedeki önemli kişiyi oynuyor. Angelina Jolie ise yine cool takılıp son surat aksiyonun içinde yer alıyor.Birde özellikle olsa gerek çoğu yer aldığı filimde olduğu gib...

Sinema tarihinin en çok sevdiği çizgi roman karakterlerden biridir Batman . Aslında biz onu Yarasa Adam olarak biliriz. Aslında çok da popüler olmayan başka bir takma ismi daha bulunmakta Kara Şövalye (The Dark Kinght) zaten filimin bu serisine ismini vermekte. Bu Lakap yaratılırken yarasaların karanlıkta ortaya çıkması ve Batmanın düşmanlarına korku salması için geceleri ortaya çıkmasının daha etkin olacağı düşünülmüş ve bir şehir efsanesine kolayca dönüşe bilecek bir ünvan bulunmuştu. Böylece Kara Şövalye lakabını almış oldu. İlk Batman filimi 1989 yılında çekildi fakat daha öncesinde 1966 yılında komedi , macera tarzında dizi şeklinde ekrana girdi. Daha sonraki seriler Batman - 1989 Batman Dönüyor - 1992 Batman Daima - 1995 Batman ve Robin - 1997 Batman Başlıyor - 2005 Batman The Dark Kinght - 25 tummuz 2008 2005 yılında Christopher Nolan yönetmen koltuğuna geçmesi ile Batman filimine değişik bir tarz getirdi ve bunu Kara şövalye ile devam ettiriyor. Zaten yönetme...

11 Hariran Çarşamba günü The Incredible Hulk filiminin ön gösterimine gittik. Öngösterim Taksim AFM'de idi. The Incredible Hulk filiminin konusu kısaca şöyle ... Bilim adamı Bruce Banner, tüm hücrelerini zehirleyen gama radyasyonuna karşı bir kür geliştirmeye ve içinde dizginleyemediği bu öfke saçan gücü serbest bırakmaya çalışmaktadır: Hulk ,Gölgelerde yaşayarak, eski hayatından ve sevdiği kadından uzak kalan Bruce, bu obsesif durumdan kaçınmak için çabalarken bir taraftan da General Thunderbolt Ross ve gücünü yok etmeye çalışan askeri bir makine tarafından yakalanıp, yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Hulk’un karşısında artık yeni bir düşman vardır: Abomination . Evet bu seride artık Hulk kadar güçlü ve dayanıklı bir düşman var. Banner bir yandan içindeki canavardan kurtulmak için uğraşırken filimde diğer yandan bir başka canavar oluşturulmaya çalışılıyor. En göze çarpan yanları ise görüntü efeklerinden (Görüntü efeklerinin kötü olmasından değil çizgifilm havas...

Ülkemizde Cevapsız Arama adıyla 2004 yılında vizyona giren Japon yapımı film bence halka ve garez'in devam niteliğinde olmuş. Halka Filminde cep telefonuna gelen mesaj ve bundan üç gün sonra ölen gençler anlatılıyordu bu filmde ise ölen insanların bir sekilde bağlantılı olarak yakın arkadaslarını aramasıyla gerceklesmektedir... Yani filmde gelişen olayları mantıken tahmin etmek pek güç olmasa gerek. Filmi sadece korku olması benim gibi baska arkadasları kışkırtmasın cünkü koltuğuma yapışmadım .. Ayrıca filmde kimin telefonunun calıp imin ne sekilde öleceğine dair izlenimler açık ve net ! Dediğim gibi film devam niteliğinde olmuş ama nacizane fikrim o kadarda korku olmamıs sadece yumusatılmıs korku diyebilirim bu film kriterleri için !! detayları okumak ve film hakkında fikir almak isteyenlere tıklayın

Evet vizyona girer girmez hemen sinemaya koştuk izledik şimdide değerlendirmesini yapabiliriz. Saw (testere) serisi kendine has bir konusu var ve bu konuyu tüm serilerinde kopukluk olmadan işlemeyi başarıyor. Kişilerin hayatlarını sorgulamasını bazı şeyler için fedakarlık verilmesini her seride göre biliyoruz o ana temasından uzaklaşmadan konuyu bizlere yansıtıyor zaten filimlerindeki tuzaklar ve sonlarındaki çarpıcı sahneler bunlara bir kanıt. Bu seride oldukça fazla flashback mevcut hatta flashback'in içinde Flashback bile var. Bu yüzden konusunu kavramakta güçlük çektik daha doğrusu neyi nasıl anlattığını algılamaya çalıştık durduk. Filim yaklaşık 1,45 saat bu zaman dilimi içerisinde nerde ise her sahnede kan görüyoruz dolaylı yada dolaysız olarak her sahnede kıyıda köşede bir kan lekesi yada birilerinden kan fışkırmasına şahit oluyoruz bu yüzden ki +18 sınırlaması konmuş. Eyer ben pek bilgi istemiyorum ne olursa olsun izlerim bu filmi derseniz yazının gerisini okumayın deri...

Hemen yazımın başında söyleyeyim serinin en iyi filmi diyebiliriz. Filimimiz Umbrella şirketinin virüsü durduramasından dolayı çöle dönüşmüş dünyada geçiyor. Virüs hızla yayılmış nerde ise herkez zombiye dönüşmüş sadece çok az sayıda insan ve umbrella şirketinin himayesindekiler yer altında virüsden kaçmayı başarmıştır. Yaşam kaynaklarının azalmaya başlaması ve yer altına hapis olmalarından dolayı Şirket bu virüsü yok edebilecek tek güç olan Kahramanımız Alice'si[ Milla Jovovich ] aramaktadır. Alice ise yanlız kovboyu oynamakta ve tek başına dünyada dolaşıp şirketten kaçmaçtadır. Gerçi daha sonra yolları sağ kalmayı başarmış bir grup insanla kesişecektir. Serinin bu filmi yine oldukça kanlı ve gerilim dolu diyebiliriz. ( yanımdaki adam durmadan sıçradı o derece) Hatta bazen bir iki dakka hep kafa patlatmalar beyine ateş edilmesi sonucu etrafa dağılan kanları izliyoruz. Özellikle Alice bu konuda çok acımasız =) Resident Evil Extinction 'nı serinin son filmi olduğunu sanıyors...

Rus Sergei Lukyanenko 'nun bilim kurgu romanı olan Day Watch üçlemesinin ilk filmi olan Gece Nöbeti' ni geçen sene izleme fırsatım olmuştu. Görsel efekleri ve Konusu bakımından oldukça zengin ve bir okadarda anlaması zor bir yapısı olan filmi pür dikkat izlememe rağmen bazı yerlerde bağlantı kurmak zor olmuştu. Ardından serinin ikinci film olan Gündüz Nöbeti vizyona giriyor (12 10,2006) yine etkileyici aksiyon sahneleri ve görsel efektleri ile dikkat çekiyor fakat serinin ilk filmini izlemeyenler kesinlikle izlemesin hiç birşey anlamazsınız. Eyer izlemek istiyorsanız serinin ilk filmi olan Night Watch (Gece Nöbetini) mutlaka izleyin.

Sinemaya gidelim gidelim diye tutdurduk neye gidelim 1408 'e gidelim dedik nede olsa konusunda Stevhen King etiketi var. O yüzden de filimin fantastik öğeler içereceğini tahmin etmemiz zor olmadı. Filimimiz Korku romanları yazan(bunlar 10 perili köşk, en iyi hayaletli otel odası gibi) bir adamın( John Cusack) etrafında geçiyor. Kahramanımız çoğu kez hayalet ,kötü ruh var denilen otel odalarında bir gece kalıp onlara not vererek yaşamını sürdürmekte idi. Bir gün bir kart postal alır arkasında da 1408 nolu odada kalma ibaresi vardır. Biraz araştırmadan sonra o odada bir çok ölüm gerçekleştiğini keşif eder sonra oteli arayarak yer ayırtmak ister fakat otel yönetimi odanın müsait olmadığı bahane göstererek telefonu kapatır ve hikayemiz başlar . Daha sonra ufak bir yardımla odayı tutar ve yerleşir. Filimimiz bu dakkadan sonra bitene kadar bu 1408 nolu odada geçecektir. Odayı her hali ile görme fırsatımız oluyor yanarken, kar yağarken, yağmur, sel, kuraklık, odamız yazarımızı bezdir...

Süperman, batman, örümcek adam, hulk, x man derken sinemaya aktarılmamış kahraman kalmadı diye düşünüyorduk IronMan 'i unutmuşsuz sonunda oda beyazperdeye aktarıldı. 05,02,2008 de vizyona girecek filmimiz de kahramanımız olan Demir Adamı Robert Downey canlandırıyor. Merakla bekliyoruz ...

Yaz sezonun sona ermesi ile sinema salonları hızlanmaya , iddalı yapımlar vizyona girmeye başladı. İlk olarak gelmesi beklediğim filim Resident Evil Extinction tabikide (21,09,2007) bir diğer merak la beklediğim yapım 30 DAYS OF NIGHT çok sıkı bir çizgi roman daha beyazperdeye taşındı diyebiliriz. Konusu; Amerika'nın kuzey kasabası olan Barrow Alaska'da kışın, günbatımının 30 gün sürdüğü bir yerde geçmektedir. Kasabada günbatımı gerçekleştiği sırada 100.000'e yakın insan esrarlı birşekilde birkaç dakika içinde zarar görür. Sadece küçük bir grup kasabalı hayatta kalır. Grup, yeniden günışığını görünceye kadar hayatları için mücadele etmek zorundadır. Gerilim sevenlerin kaçırmamasını öneririm.Ülkemizde vizyona 16 Kasımda 2007 girecek(16 yaş üstü sınırlaması bekleniyor) 30 Days Of Night'den görüntüler.

Resindent Evil'in son filim olan Extinction sinemalara 21.9.2007 tarihinde girecek. Tabi sinemalara girmeden oldukça etkili bir fragmanı yayınlandı(Aşağıda). Ayrıca birde oyununu yapmışlar. Daha fazla ayrıntı için sitesine bakabilirsiniz. Resident Evil Extinction İncelemesi>>>

Sinema ve müzik sektörürün en büyük sıkıntısı olan korsan yayınlar en sonunda bunuda yaptırdı. The Mist adlı korku filimi internet üstünden indirebilmenize hatta paylaşmanıza bile izin veriyor. İndirmek için bir çok farklı uzantı (divx,mov) seçeneği sunuyor size en uygun olanı seçip indiriyorsunuz sonra patlamış mısırla bir güzel seyrediyorsunuz.

Daha önceden Die Hard serisinin 4.filmi olan Live Free or Die Hard 'ı duyurmustuk . Filimin trailerı ortaya çıktı dikkatli izlerseniz yaklaşık iki dakikalık trailer'in bir kısmında türk marşını duyabilirsiniz . Resmi sitesi: livefreeordiehard.com

Bu haftada 300 Spartalı yı kritize etmeye gittik ve karşımıza görsellik, kahramanlık ve özgürlüğün efeklerle süslenip kanla soslanıp beyazperdeden gözümüze yansımasına şahit olduk. Filimin hemen başında Şiddet içeren sahneler ve +18 uyarısı ile karşlaşıyoruz buda uzun ve kanlı savaş sahneleri ile karşılaşacağımızın habercisi oluyor .Araya küçük bir not düşersek ilk 300 Spartalı filmi 1962 yılında çekilmiştir . Filim Frank Miller'ın grafik romanından Kral Leonidas [Gerard Butler] ve 300 Spartalının , Zerhas (Zerkses/ Xerxes) ve dev Pers ordusuna karşı ölümüne mücadele ettiği tarihi Termopil (Thermopylae) Savaşı’nı tüm şiddetiyle anlatıyor. Tüm imkansızlıklara rağmen, 300 Spartalının yiğitlikleri ve fedakarlıkları tüm Yunanistan’a ilham kaynağı olarak, onları Pers düşmanlarına karşı birleşmeye ve demokrasi için bir çizgi çekmeye yönlendiriyor. Bu imkansızlıklar içinde spartalıların pers ordularını durdurmanın tek yolu ateş geçidi(Termofil Geçidi) olarak adlandırılan dar v...